Home / Konuk Yazarlar / Genel / TÜRKİYE BİRLİK PARTİSİ GENEL BAŞKANI HÜSEYİN EKİCİ’NİN REFERANDUM DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE BİRLİK PARTİSİ GENEL BAŞKANI HÜSEYİN EKİCİ’NİN REFERANDUM DEĞERLENDİRMESİ

halk-oylamasi-resmi
BU HALK OYLAMASI VE ANAYASA TÜRKİYE’YE YAKIŞMAMIŞTIR

16 NİSAN 2017 günü yapılan Anayasa’nın bazı maddelerinin;
• Halk oylamasına sunulması öncesinde,
• Oylama sırasında,
• Oyların sayılmasında ve değerlendirilmesinde,
• Demokrasi, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, seçimlerin yargı denetiminde, güvenlik ve dürüstlük kurallarına uygun yapılması ilkelerine, Aykırı bir oylama yapılmış ve gerçek dışı, haksız ve adil olmayan, kabul edilemez bir sonuç açıklanmıştır.
Öncelikle oylama öncesinde;
* İktidarın ve iktidar partisinin tarafsız olmaması,
* Anayasa ve yemini gereğinin aksine Cumhurbaşkanının bütün olanaklarını iktidar partisinin tezi doğrultusunda kullanılması,
* En eşitsiz şartlarda devletin tüm olanaklarıyla Siyasal İktidarın lehine kullanıldığı bir halk oylaması yapılmış olması,
* İktidar partisi ve temsilcileri tarafından çok pahalı, aşırı imkânların yaratıldığı, eşitsiz koşullara dayalı bir propaganda yapılmış olması,
* Bütün Devlet imkânları, kamu tesis ve olanakları iktidar partisinin görüşü doğrultusunda kullanılması
* Adil, hukuka ve hakkaniyete, demokratik kurallara uygun bir uygulama ortaya konulmadığı açıklıkla sergilenmiştir.
* Bu şekilde, adil ve eşit olmayan, hukuk ve yasalara aykırı propaganda faaliyetleri sonrasında yapılan 16 NİSAN 2017 tarihli halk oylamasından adil sonuç beklenilemezdi.
Şöyle ki;
• Bazı sandıklarda mühür taşımayan zarf ve oy pusularının kullanıldığı saptanmıştır.
• Birçok sandıkta da sonradan mühür eksikliğinin sandık kurulları tarafından ikmal edildiği gözlenmiştir.
• Kimi sandıkta da sandık kurulu üyelerinin boş oy pusulalarına “EVET” mührü basarak sandıklara attıkları ihbar edilmiştir.
• Kullanılan oyların seçmen sayısından fazla çıktığı tespit edilmiştir.
• YSK Başkamı Sadi Güven, oylama sırasında iktidar partisi yetkililerinin kendisine başvurusu üzerine; henüz oylama sonuçlanmadan, yasal ve usulü bir itiraz söz konusu olmaksızın;
“ TERCİH “ yerine “ EVET “ mührünün kullanılmasını ve ayrıca “ MÜHÜRSÜZ “ zarf ve oy pusulalarının geçersiz sayılmayacağını açıklamıştır. Yasa hükümlerine ve hukuk ilkelerine aykırı bu görüşlerini de vatandaşların seçme ve seçilme hak ve özgürlüklerine atıf yaparak açıklamaya çalışmıştır.
Yaşanan, siyaset bilimine, Yasalara, Hukuk ilkelerine aykırı bu olaylar kabul edilemez niteliktedir. Temel hukuk ilkelerinin ihlalidir:
Şöyle ki;
• YSK 16 Nisan Halk oylamasının, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ilkelerine uygun, dürüst ve güvenli bir şekilde sonuçlandıracağını taahhüt etmiştir.
• 14.2.2017 tarih ve 97 No.lu kararına ekli 135/ 1 Sayılı genelgesinin 41. Maddesinde de “ ZARFLARIN” , 43. Maddesinde de oy pusulalarının geçersizliğine ilişkin düzenleme yapmış, özellikle “ TERCİH “ mührünün kullanılması gerektiğini defalarca tekrarlamıştır.
• 30 / ba maddesinde de, oy pusulasında “ TERCİH “ mühründen başka bir yazı, imza ve işaret bulunmaması gerektiğini açıkça belirtmiştir.
• 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ‘un 98 inci maddesinde İlçe Secim Kurulu ve Sandık Kurulu mührünü taşımayan zarfların, 101. Maddesinde de İlçe Seçim Kurulu ve Sandık Kurulu mührünü taşımayan oy pusulalarının geçerli olmayacağı düzenlenmiştir.

Bütün bu kurallardan amaçlanan seçimlerin şaibe ve şüpheden arındırılması, dürüstlük kurallarına, Anayasa ve Yasalara uygun, güvenli bir biçimde yapılmasını sağlamaktır.

Ancak 16 NİSAN 2017’ de yapılan halk oylamasında, bütün bu kurallar hiçe sayılmıştır. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, seçimlerin yargı denetiminde, güvenlik ve dürüstlük kurallarına uygun yapılması ilkesine aykırı bir oylama geçerli sayılmış, haksız, gerçeklere aykırı, adil ve hukuki olmayan bir sonuç açıklanmıştır.

Anayasa, Yasalar, Anayasa Mahkemesi kararları ve YSK nın daha önce benimseyip açıkladığı ilke ve genelgelerine aykırı olarak Seçim Kurulu ve Sandık Kurulu mührünü taşımayan zarfları ve oy pusulalarını geçerli sayan bir YSK kararı açıklanmıştır. Bu karar benzeri görülmemiş bir kural ihlali ve hukuk skandalıdır.

Bu şekildeki bir oylamayı geçerli kabul etmek, gerekli ve geçerli mühür taşımayan zarfları ve oy pusulalarının geçerli sayılması kararı tam bir hukuksuzluktur.

Ayrıca, bu şekilde bir hukuk dışı kabul; demokratik ilkelere uygun olarak, usulüne ve kurallara uygun oy kullanan dürüst ve hukuka uyan seçmenin, usulsüzlük yapana karşı seçme hakkının ihlali niteliğindedir.
Halk oylaması daha sonuçlanmadan 298 Sayılı Yasanın 98. Ve 101., 135 / 1 Sayılı Genelgenin 41 ve 43 ve 30 /ba madde hükümleri değiştirilmiş, ortadan kaldırılmıştır. Bu durum seçim sonuçları konusundaki şüphe ve şaibeleri kuvvetlendiren, itirazların doğruluğunu kanıtlayan niteliktedir.

Bütün bu olaylar, Oylamanın sağlığı, dürüstlüğü, güven ve inandırıcılığı bulunmadığı konusundaki şüphe ve şaibeyi kuvvetlendirmiştir. YSK na olan güveni yok etmiştir.

Halk oylamasının şaibe ve şüpheden arındırılması için; tam kanunsuzluk hükmündeki; Seçim Kurullarının mühürlerini taşımayan seçmen zarfları ve oy pusulalarının, “ TERCİH” mühründen başka, “ EVET” veya başka bir işaret taşıyan oy pusulaları ve zarfların geçerli kabul edileceğine dair YSK kararının, 298 sayılı Yasa’nın 131 mad. Gereğince ortadan kaldırılmalıdır.

Böyle hukuksuzluklarla dolu bir halk oylaması baştan sona Türkiye’ye yakışmamıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir