Hüseyin EKİCİ
Türkiye Birlik Partisi Eski Genel Başkanı
31.07.2022
Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir.
Muharrem ayının 1. Günü 30.07.2022 tarihinde Alevi İnançlı vatandaşlarımızın Cemevlerine aynı zamanda bir çok yerde yapılan menfur saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Bu saldırının Meczuplar değil, Mensuplar tarafından yapıldığını da biliyoruz.
Şimdi asıl konumuza dönerek yazı dizimizin 2. Bölümüne geçelim.
Aleviler üzerindeki baskıların asırlardır süregeldiği tarihi belgelerle daha öncen tarihçiler tarafından belgelenerek açıklanmıştır.
Bu açıklamanın bir özetini 23.07.2022 tarihli “Osmanlı’dan Günümüze Türkmen Katliamları.1” başlıklı yazımızda yayınlamıştık.
Yazının yayınlanmasından bir hafta öncesinden “Alevilere saldırmayan kalmasın” başlığıyla duyuruda bulunmuştuk.
Tarihler boyunca süregelen ve gelenekselleşen bu saldırıların sonu maalesef üzülerek söylemek gerekirse her zaman katliamlarla sonuçlanmıştır.
Bir itirafta bulunmak gerekirse;
Bugün içinde bulunduğumuz dönemde en başta siyasi partilerin başındakiler bu işin kızıştırılmasından yana hep ortamı germiştir. Böylece kendi yandaşlarını bloke etmeye çalışmıştır.
Birkaç örnek verelim.
- Siyasal iktidar Siyasal İslamcı Selefi/Arapçılığı benimseyerek Sünni inançlı vatandaşlarımız üzerinde siyasi oyunları tezgâhlayarak seçmenlerini bloke etmektedir.
- Muhalefet Partileri 6. Lı masa adı altında biryandan siyasal iktidarın elinde bulunan arka bahçeden pay alarak oylarını bir yerde toplamaya çalışırken, diğer yandan Alevi inançlı vatandaşların da hamiliğine soyunarak onların oylarının dağılmamasına çalışmaktadırlar.
- İyi parti Milliyetçi görünüm adı altında Mukaddesatçı/Türkçülüğü kimseye kaptırmamak adına sağ merkezi ele geçirmek için oy avcılığı peşindedirler.
- HDP’nin aslında bir siyasi partiden ziyade Türkiye Cumhuriyetinin uniter devlet yapısını kırıp bölgesel bir etnik temelli bir Kürt Devleti kurmak gibi amaçları vardır. PKK ile olan ilişkilerini o nedenle sıcak tutmaya çalışmaktadırlar. Sözde Alevi inançlı vatandaşlarında hamiliğine soyunarak sözüm ona iki ezilen toplummuş gibi birlikte örgütlenme çabalarını sürdürmektedirler. Partinin ismindeki HALKLAR kelimesinin anlamı da aslında bunu çağrıştırmaktadır. Tarihte Türkmen ve Alevi inançlı vatandaşları kimlerin katlettiğini bir önceki yazımızda maddeler halinde yazmıştık.
- Diğer siyasi partilere gelince her ne kadar Cumhuriyetçi, Atatürkçü görünüm adı altında görünmek isteseler de etnik bölücülükte en büyük pastadan pay kaparak ayakta durmaya çalıştıklarını görüyoruz.
- “İmam Hatip Liseleri Meslek Sanat liselerine dönüştürülmelidir“ veya “Alevi inançlı vatandaşların Cemevleri ibadet hane olmalıdır” gibi görüşlere şiddetle karşı koyarak gerçek yüzlerinin ne olduğunu görüyoruz. Hatta son bir atraksiyon yapan Ümit Özdağ’ın Ortaçağdan kalma Maturidi mezhepçiliğini çatı olarak önermesi de bundandır.
- Diğer siyasi partilerin hemen hemen yaklaşımları birbirlerine benzemektedir. Kısacası Cumhuriyet rejiminin olmazsa olmazı Laiklik sözde ve işlevsiz olarak kalmaktadır.
- Her partinin söylediği ülkemizde hangi mezhepten, hangi meşrepten, hangi ırktan olursa olsun lafı hepsi yalandır ve bühtandır.
- Nedeni apaçık ortadır. Her dönemde Alevi inançlı vatandaşlar neden hep sakıncalı olarak görülmektedir. Alevi vali olabiliyor mu? Hayır. İçişleri bakanı olabiliyor mu? Hayır. Bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı, Genel Kurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları olabiliyor mu? Koskoca hayır… O halde etnik olarak şunlar eziliyor, bunlar eziliyor palavralarını bir tarafa bırakalım. Ezilen, horlanan, fişlenen, dışlanan asırlardır Alevi inançlı vatandaşlardır. Diğer etnik kökenli vatandaşlarımızdan her şey olunabiliyor. Sakınca duyulmuyor.
Son söz: Hiç kimse kimseyi kandırmasın. Bu çağda kandırdığınız değil, tuzaklar kurduğunuz insanların Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet Türkiye’sinin en büyük savunucusu ve çimentosu olduğunu unutmayınız.
Bu yazı dizisi devam edecektir.